Nihan Altınsoy - Mastitis
 

Ana Sayfa
Bilimsel ve Güncel Yazılar
=> Aşı Üretim Teknikleri ve Kontrolü
=> Dezenfektanların Test Metodları
=> Mastitis
=> Göl Kuşlarında Kuş Gribi
=> Hayvanlarda Görülen Önemli Deri Hastalıklarına Mikrobiyolojik Yaklaşım
=> Tehlikeli Lezzet, Dondurma
=> Lejyoner Hastalığı
=> Myiasis (Yara Kurtlanması)
=> Yaşpastalara Mikrobiyolojik Yaklaşım
=> Sularımız Tükeniyor!
=> Epidemiyoloji Kavramı ve Temel Yaklaşımlar
Hakkımda
İletişim

MASTİTİS

             Vet. Hekim Nihan ALTINSOY

Grekçe ‘meme’ anlamına gelen ‘Mastos’ ve yangıyı ifade eden ‘itis’ kelimelerinden oluşan mastitis, genel olarak memenin deriyi içermeyen glanduler dokusunun yangısıdır. Meme dokusunun irritan etkilere yanıtı olarak da tanımlanan hastalık, inek başına yaklaşık 150-220 $ zarara neden olmaktadır. Meme dokusunda ve sütte yaptığı değişikliklere göre klinik ve subklinik mastitisler olarak sınıflandırılmaktadır.


1-Klinik Mastitisler

 

Klinik mastitisler, gerek meme dokusunda gerekse sütte gözle görülebilir değişikliklerin olduğu mastitislerdir. Meme dokusunda şişlik, kızarıklık, ağrı gibi yangı belirtilerinin yanında süt veriminde azalma da söz konusudur. Sütte renk değişimleri, koku, sulanma, pıhtı ve flakonlar görülebilir. Zamanla bu tür olgularda genel durum bozukluğuna da rastlanabilir. Klinik mastitisler süresine göre; perakut, akut, subakut ve kronik olarak sınıflandırılabilir.

a-      Perakut Mastitisler: (akut sistemik, akut toksik mastitis) Meme bölümlerinden bir veya birkaçında ani şişme, sıcaklık artışı, sertlik ve ağrı bulunmaktadır. Sütün yapısında bozulmalar olabilir. Genel durumda da bozukluklar şekillenebilir.

b-     Akut ve Subakut Mastitisler: Şiddeti perakuta göre daha azdır. Sistemik belirtiler subakut formda akuta oranla daha az fark edilir.

c-      Kronik mastitisler: Çoğu zaman subklinik seyretmekle birlikte zaman zaman hastalıkta parlamalar görülür. Daha sonra tekrar latent formda seyreder.

 

2-Subklinik Mastitisler

 

Enfeksiyon etkenleri meme dokusunda bulunmakta fakat memede ve sütte gözle görülür bir değişiklik yapmamaktadır. Bireysel enfeksiyondan ziyade sürü enfeksiyonu şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Enfeksiyonu sadece somatik hücre sayısında artış, bileşenlerdeki değişme ve etken izolasyonu gibi indirekt testlerle ortaya koymamız mümkündür.

 

3-Non-Spesifik Mastitis

 

Bu form mastitislerden etken izole edilememektedir.

 

Etiyoloji

Mastitise neden olan mikroorganizmalar endojen ve ekzojen olarak ayrılmaktadır.

            Staphylococcus aureus: Gram pozitif sporsuz, genellikle kapsülsüz, fakültatif anaerobik kok şekilli bir bakteridir. Katalaz pozitiftir. Üremesine uygun koşullarda meme kanalına lokalize olarak süratle çoğalır.  Oluşan kronik mastitis nedeniyle somatik hücre sayısı uzun süre yüksek seyreder. Fiziksel olarak sütte bir değişiklik olmayabilir. Hastalıkta zaman zaman akut parlamalara rastlamak mümkündür. Staphyoloccocus auresus mastitisinde antibiyotikle tedavi oldukça güçtür. Bunun sebebi etkenin memede yıkım sonucu fibröz doku oluşturması ve antibiyotiğin bu nedenle meme içinde yeterince dağılımının önlenmesidir. Enfekte memeler uzun süre etkeni yayan kaynak olacağı için böyle ineklerin kesime gönderilmesi daha uygun olmaktadır.

            Streptecoccus agalactia: Gram pozitif kok şekilli bir bakteridir. ß- hemolitiktir. Sporsuz ve hareketsiz etkenler zincir şeklinde ürerler. Tüm suşlar katalaz ve oksidaz negatiftir. Daha çok subklinik mastitislere yol açmaktadır. İlk kez 1884 yılında Nocard ve Molierau tarafından mastitis etiyolojisindeki rolleri bulunmuştur. Lancefield B grubunda yer almaktadır. CAMP tetinde pozitif sonuç verir. Enfeksiyon kaynağı, enfekte memeler, altlık, sağım ekipmanları ve sağıcının elleridir. Düvelerin enfekte memeyi emmesiyle etken onlara da bulaşabilir. Bakteri oldukça hızlı, fazla sayıda ve kısa sürede ürediği için tank sütündeki bakteri sayısı oldukça yüksek olmaktadır. Sütte klinik olarak hafif renk değişikliği yapan etken, Penisiline karşı duyarlıdır ve başarıyla tedavi edilebilir. Subklinik enfeksiyonlar tedavi edilmediği taktirde kronik hale dönebilir.

            Mycoplasma bovis: Özellikle birden fazla meme lobunun etkilendiği ve herhangi bir etkenin standart mikrobiyolojik yöntemlerle kolayca izole edilemediği durumlarda şüphelenilmelidir. Etken gram negatif pleomorfik şekilli bir bakteridir. Ayrıca Mycoplasma mastitleri hızlı gelişir ve memeden purulent akıntı gelmesine neden olur. Üretilmeleri için kolestrol gereksinimi nedeniyle besi yerine %20 at serumu ilavesi uygundur. Agar içine gömülü, ortası düğmeli, sahanda yumurta görünümlü koloni morfolojisi söz konusudur. Penisilinler hariç diğer antibiyotiklere duyarlı olan etken memede oluşturduğu mastitis tablosunda kolay kolay tedavi edilemez. Memede ciddi yangısal semptomlar oluşturur fakat genel durumda bir bozukluk görülmez. Süratle yayılma özelliğinden dolayı hayvanın mezbahaya sevki en uygun seçenek olacaktır.

            Corynebacterium bovis: Meme kanallarının squamöz epitelyumunda bulunan gram pozitif bakterilerdir. C: bovis uzun zincirli doymamış yağ asitlerinin varlığında oldukça iyi üremekle birlikte koloniler süt inokule edilmiş besi yerlerinin yağlı bölgelerinde fazlaca bulunmaktadır. Sağım sonu teat dipping yayılma açısından etkili değildir ve sağım sırasında bulaşma mümkündür.

S. agalactia ile aynı özellikleri taşırlar. S. dysgalactia’da sodyum hippurat testi negatiftir ve Lancefield C grubunda yeralmaktadır. ɑ-hemolitiklerdir. Altlık olarak kullanılan tahıl saplarında ve hayvanın barsağında oldukça bol miktarda bulunmaktadır. Kuru dönemde ve yaşlı ineklerde bu etkenlerin neden olduğu mastitise sık rastlanmaktadır. Etken enfekte meme lobunda 30 günden daha az bir süre bulunmakta ve vakaların %18i kronik hale geçmekte, bu şekilde 100 günden daha uzun süre kalmaktadır. %40 spontan iyileşme görülmektedir. Sütün kalitesinde bozulma yavaş şekillenmekte ve verimde düşüş olmaktadır.  

            Koliformlar:  Bu etkenler çoğunlukla akut mastitise neden olmaktadırlar. Gram negatif, sporsuz çomak şeklinde bakteriler, hareketli, katalaz pozitif, nitrat pozitif ve oldukça kolay üreyen mikroorganizmalardır. Toksinleri vardır. Gübre, kirli su ve altlıkta bulunurlar. E. coli hayvan, K. pneumoniae ise toprak orjinlidir. Yaz aylarında etkenlerin altlıkta bulunma miktarları oldukça artmaktadır.  Kuru dönemin başında, sonunda ve doğuma yakın dönemde mastitise neden olmaktadırlar. Klinik semptomlar oldukça belirgindir. Enfekte meme şiş, sıcak ve ağrılıdır. Süt ise sulanmış, yeşilimsi, pıhtı ve flakonlar içermektedir. Lokal reaksiyonların yanında etkenler ateş, tremor, iştah azalması ve bazen de paralize neden olmaktadır. Özellikle yüksek süt verimli ineklerde görülen mastitise neden olan bu etkenler sağım sırasında ostium papillaristen meme lobuna girmektedirler.    

            Pseudomonas aureginosa: Gram negatif, çomak şekilli, hareketli, zorunlu aerobik etkenlerdir. Katalaz ve oksidaz pozitiflerdir. Kontamine olmuş meme içi antibiyotik ile teat dipping kaplarının ve sağım sonrası kontamine su kullanımıyla hastalık oluştururlar. Antibiyotik tedavisine dirençlidirler. Endotoksinleriyle toksemiye yol açmaktadırlar. Sulu, saman sarısı renginde gelen sütte pıhtı ve flakonlar bulunmaktadır.  

            Arcanobacterium pyogenes: (Actinomyces pyogenes): Gram pozitif, sporsuz, hareketsiz, üremeleri için zenginleştirilmiş besi yerine ihtiyaç gösteren bakterilerdir.

Bu etkenle etkilenen memelerde klinik tablo ve sütteki bozukluklar nettir. Etken sineklerle taşınmaktadır. Enfeksiyon memede uzun süreli olup körelmeye neden olabilmektedir. İneklerde bu etkene bağlı mastitislere yaz mastitisleri de denmektedir.

            Nocardia türleri: Hareketsiz, sporsuz gram pozitif çomaklardır. 5-10 günde kanlı agarda görülebilirler. Toprak, su, çürümekte olan bitkilerde bulunurlar. Ayrıca sağlıklı deri saprofitlerindendirler. Memede şişlik, sertlik, fibrozis, sütte pıhtılar belirgindir. Tedaviye yanıt vermez.

Candida, Bacillus, Serriata, Pasteurella ve Prototheca türleri de mastitise yol açabilmektedir. Bunların yanında çeşitli maya ve mantarlar da neden olabilmektedirler. Meme içi antibiyotik verildikten sonra semptomların şiddetlendiği durumlarda mantar enfeksiyonundan şüphelenilmektedir.


Tanı:

Mastitislerde tanı, memelerin ve sütün, klinik, fiziksel, kimyasal, hücresel ve bakteriyolojik muayeneleri ile yapılabilmektedir. Fiziksel olarak inspeksiyon ve palpasyonla mastitisli memeyi teşhis etmek çok zor olmamakla birlikte diğer meme hastalıkları da gözden geçirilmelidir. Sütün muayenesinde, enfeksiyona tepki olarak sütte lökosit sayısı artmaktadır. Bu, kan meme bariyerinin bozulmasından kaynaklanmaktadır. Bileşimi kana benzemeye başlar. pH ve klor miktarı artar, potasyum ve laktoz azalır. Pıhtılaşma faktörleriyle de pıhtı ve flakonlar oluşur. Muayenede strip cup kullanılmalıdır. Subklinik mastitislerin tanısında ise pH değişikliğinin saptanması, Somatik Hücre Sayısının saptanması, California Mastitis Testi (Brom creosol purple ayıracı içerir), sütün iletkenliğinin ölçülmesi, biyokimyasal yöntemler(albümin, gama-globulin, anti-tripsin miktarlarındaki değişimler), sütte antikor saptanması (pro-staph test) ve bakteriyolojik muayeneler önem taşımaktadır. Bakteriyolojik muayene için uygun koşullar altında, numuneyi kontamine etmeden alınan süt örneklerinin yine uygun koşullar altında laboratuara gönderilmesi ve etken izolasyonunu takiben antibiyogram yapılması gerekmektedir. Antibiyogram sonucunda antibiyotik uygulamasına geçilebilir. Mastitise birden fazla bakteri neden olabilmektedir. Bu durum etken izolasyonu açısından dikkat gerektirir.

Sütteki SHS’nın belirlenmesinde California Mastitis Test (CMT) ve direkt mikroskobik sayım yöntemlerinin yanı sıra DNA Filter Method, Coulter Counter ve Fossomatik gibi yöntemler kullanılmaktadır. Normal bir sütte SHS’nın 200.000’den az olduğu bildirilmektedir. Bu sayı, CMT (+) olanlarda 300.000-500.000, CMT (++) olanlarda 500.000-1.000.000 ve CMT (+++) olanlarda ise 1.000.000’dan daha fazla olduğu bildirilmekle birlikte tam olarak standardize edilmemiştir. Subklinik mastitislerdeki hücre sayısının belirlenmesi amacıyla numuneler hayvanların memelerinden tek tek veya tüm memelerden karma olarak alınabileceği gibi sürülerin süt toplama tanklarından da toplanabilmektedir.

    Yeni sağılmış taze ve normal sütün reaksiyonu hafif asittir. Ph' sı 6.4-6.8 arasında değişir. Mastitisli memelerin sütlerinin Ph'sı alkalidir ve 7.4'e kadar yükselir. Dolaylı olarak lökosit artışını ve Ph değişimleri saptayan CMT'inde ayıraç hücre zarını parçalar hücre çekirdeğindeki DNA ile birleşir ve yapışkan bir madde oluşur. Bu maddenin yapışkanlığı ne kadar fazla ise mastitiste o kadar şiddetli sayılır.

CMT'nin Uygulanışı:

CMT kabına her memeden ayrı ayrı süt örnekleri alınır. Kap hafifce eğilerek sütlerin fazlası akıtılır. Sütlere eşit miktarda ayraç eklenir. Kap yatay düzlem içinde yavaşça çevrilerek testin sonucu okunur.

Değerlendirilmesi :

- Test kabı hafifçe eğildiğinde kolayca akan karışımın altından daha yavaş akan yapışkan bir tabaka görülmez. OLUMSUZ (MENFİ)

- Hafif bir jelöz kıvam oluşmakla birlikte çevirme hareketleri sırasında kaybolur veya kolay akan süt karışımının altında daha yavaş akan ince bir kat izlenir. ŞÜPHELİ

- Kap çevrildiğinde jelöz bir tabaka oluşur. OLUMLU (MÜSBET)

 

Süt Örneklerinin Alınması:  Örnekler steril plastik veya cam tüplere alınmalıdır. Tüp üzerine inek ve memeye at bilgiler okunaklı olarak yazılmalıdır. Örnek alınmadan önce ellerin dezenfektan veya %70’lik alkol ile yıkanmalıdır. Süt örnekleri sağımdan önce alınmalı ve asepsiye dikkat edilmelidir. Örnek hemen laboratuara gönderilmeyecekse buzdolabında saklanmalı, bu süre 24 saati geçecekse dondurulmalıdır. Memeler temizlenmeli, kurulanmalı, dezenfekte edilmeli ve birkaç damla sağıldıktan sonra örnek en az 5 ml olmak üzere alınmalıdır.   

 

Tedavi:

Mastitislerde sağaltım prensibi tedaviden çok korunmayı amaçlar. Antibiyotiğin faydalı olamayacağı etken mastitislerinde kesim daha uygundur. Mastitisin sağaltımında;

- etkin ilaç seçimi

- enfeksiyon bölgesinde sağaltım için yeterli ilaç yoğunluğunun sağlanması

- sağaltımın yeterli sürede uygulanması

- endike durumlarda yardımcı ve koruyucu sağaltım temel prensiplerdir.

Bunlara ek olarak, laktasyon dönemi, sağaltımın yineleme sıklığı, meme dokusunda fibröz yapının bulunup bulunmadığı, ilaç ve taşıt maddesi de önemlidir.

Mastitisler için kullanılan antibiyotikler, penisilinler, Eritromisin, Aminoglikozidler, Cephalosporinler, Tetrasiklinlerdir. Bu antibiyotikler meme içi veya parenteral uygulanırlar.

 

Ülkemizde yapılan bazı çalışmalarda sahada mastitisin ne kadar yaygın olduğu, etkenlerin dağılımı ve antibiyotik duyarlılıkları tespit edilmiştir. Buna göre; Aydin Yöresinde İneklerde Klinik Mastitise Neden Olan Mikroorganizmaların Saptanması ve Bunların Antibiyotiklere Duyarlılıklarının İncelenmesi adı altında yapılan bir çalışmada; incelenen 141 adet süt örneğinden, 80 (% 57.0)’inde Staphylococcus aureus, 12 (% 8.0)’sinde Streptococcus spp., 7 (% 5.0)’sinde Klebsiella pneumoniae, 6 (% 4.0)’sinda Corynebacterium pyogenes, 4 (% 3.0)’ünde Pseudomonas aureginosa, 18 (% 13.0)’inde Candida albicans izole ve identifiye edilmiş, antibiyogram testi yapılan 80 adet Staph. aureus suşunun % 45’i Danoflaksasine, % 32.5’i Enroflaksasine, % 35’i Eritromisin’e, % 55’i Gentamisin’e, % 76’si Penisiline, % 10’u Amoksisiline ve % 6.2’si Oksitetraksikline duyarlı, izole edilen diğer bakteriler değişik derecelerde antibiyotiklere dirençli bulunmuştur.

 

Afyon Bölgesi Süt İneklerinde Subklinik Ve Klinik Mastitislerin Görülme Oranları Ve Etkili Antibiyotiklerin Tespiti adlı çalışmada ise incelenen ineklerin 119’unun (%43.7) subklinik, 7’sinin (%2.5) klinik mastitisli olduğu saptanmıştır. Mastitisli hayvanlara ait 164 süt örneğinin 152’sinden (%92.6) aerobik mikroorganizma izole edilirken, 12'’inden (%7.3) etken izole edilememiş, Örneklerden 62’si (%40.1) S. aureus, 22’si (%14.4) S. epidermidis, 14’ü (%9.2) S. agalactia, 6’si (%3.9) S. uberis, 7’si (%4.6) S. dysgalactia, 5’i (%3.2) Acinetobacter spp., 3’ü (%1.9) C. bovis, 7’si (%4.6) E. coli, 6’si (%3.9) Micrococcus spp., 4’ü (%2.6) A pyogenes, 4’ü (%2.6) Enterobacter spp., 2’si (%1.3) Bacillus spp., 1’i (%0.6) Ps. aeruginosa ve 9’u (%5.9) Candida spp. olarak izole ve identifiye edilmiştir. İzole edilen mikroorganizmalara en etkili antibiyotiklerin; amoksasilin+clavulanik asit, ampisilin+sulbactam, danofloksasin, enrofloksasin ve sefoperazon olduğu belirlenmiş ve Penisilin G, eritromisin ve streptomisine değişik oranlarda direnç geliştiği, ayrıca Candida spp.’e karsı nistatinin %77.7 oranında duyarlı olduğu görülmüştür.

 

Elazığ İlinde Mezbahada Kesilen Koyun ve Keçilerde Meme Loblarının Mastitis Yönünden Bakteriyolojik İncelenmesi adlı çalışmada ise mezbahada kesilen mastitisli 89 koyuna ait 133 meme lobu ve mastitisli 40 keçiye ait 67 meme lobu bakteriyolojik olarak incelendiği, Koyunlarda %24,06 Staphylococcus aureus, %10,53 Escherichia coli, %7,52 Actinomyces  pyogenes, %7,52 Streptococcus uberis, %6,01 Streptococcus dysgalactiae, %5,26 Streptococcus agalactiae, %3,76 Staphylococcus epidermidis, %3,76 Mannheimia haemolytica izole ve identifiye edildiği. Keçilerde %25,37 Staphylococcus aureus, %8,96 Escherichia coli, %7,46  Staphylococcus epidermidis,  %7,46 Streptococcus agalactiae, %7,46 Actinomyces pyogenes, %5,97 Streptococcus dysgalactiae, %2,99 Streptococcus uberis, %2,99 Mannheimia  haemolytica  izole ve identifiye edildiği bildirilmiştir.

 

 

Kaynaklar:

-AYDIN, N., İZGÜR, M., DİKER, S., YARDIMCI, H., ESENDAL, Ö., PARACIKOĞLU, J., AKAN, M., (2006); Veteriner Mikrobiyoloji, (Bakteriyel Hastalıklar), (Ed) AYDIN, N., PARACIKOĞLU, J., Staphylococcus İnfeksiyonları, Streptococcus İnfeksiyonları, Actinomycet İnfeksiyonları, Mycoplasma İnfeksiyonları, İlke Emek Yayınları, sf: 5-13, 15-29, 43-55, 293-304.

-BAŞTAN, A., (2002); İneklerde Meme Hastalıkları, İneklerde Mastitis, Hatiboğlu Yayınları:131 – 45, Sf: 33-84.

- GÜLCÜ, H., B., ÖNGÖR, H., (2002); Veteriner Bilimleri Dergisi, Elazığ İlinde Mezbahada Kesilen Koyun ve Keçilerde Meme Loblarının Mastitis Yönünden Bakteriyolojik İncelenmesi 18(3-4).

- GÜLAL, M., KAYA, O.,KIRKAN, Ş.,ÜNAL, B., (1999); Pendik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi, Aydin Yöresinde İneklerde Klinik Mastitise Neden Olan Mikroorganizmaların Saptanması ve Bunların Antibiyotiklere Duyarlılıklarının İncelenmesi 30(1)25-29.

-KUYUCUOĞLU, Y., UÇAR, M., (2002); Veteriner Mikrobiyoloji Kongresi (Uluslararasi Katilimli), Afyon Bölgesi Süt İneklerinde Subklinik Ve Klinik Mastitislerin Görülme Oranları Ve Etkili Antibiyotiklerin Tespiti, Sf: 64.

 

 

 

 
Bugün 5 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol